rek

6 Ocak 2018 Cumartesi

10 BİLİM-KURGU YAPIMI LİSTESi

Sizlere bu sefer şimdiye dek izlediğim en iyi 10 bilim-kurgu filmi listemi yazacağım.Amacım sinema tarihindeki en iyi 10 bilim-kurgu filmini listelemek değil sadece benim beğendiğim bir liste hazırlamak...


10. Hunger Games(Açlık Oyunları)1-2-3
Listemin 10. sırasında kendine yer bulan Açlık Oyunları Suzanne Collins'in aynı adlı romanından beyaz perdeye uyarlanlamasıdır. Film sınıf çatışmasını çok kapsamlı bir şekilde ele almış durumda.Kendi dünyasını yaratmış olan film günümüz teknolojilerinden çok farklı bir boyutta yer almakta. Uçaklar,trenler,silahlar ve teçhizatlar günümüzün sanki 50-60 yıl ilerisini yansıtıyor gibi... Açlık oyunları beni ilk etapta barındırdığı ileri teknoloji dünyası ile kendine çekse de aslında altında işlenen sınıf savaşımı, izlemeye başladığımda daha fazla dikkatimi alır hale geldi... Zaten roman serisinin marksist kütüphaneye girmesi sınıf savaşımının ne kadar gerçekçi anlatılıyor oluşunun bir kanıtı niteliğinde...




Listemin 9. sırasında bir klasik yer alıyor. Steven SPIELBERG imzalı bu seri 80'lerin belki de en ses getirmiş yapımı olabilir. Filmde neler yok ki;zaman makinesi-uçan kaykay(filmde 30 yıl sonrası 2015 yılına gittiklerinde bu kaykay vardı fakat biz 2018'e geçtik gerçek dünyada uçan kaykay halen icat edilmedi.)-kendi kendini kurutan mont vs. Filmin müzikleri,akıcılığı o kadar güzel ki defalarca dahi izlesem her seferinde aynı heyecanla izlerim.



Listemin 8. sırasında bu sefer serisi olmayan bir film yer alıyor.Inception türkçe vizyon adı Başlangıç. Üst düzey kişilerin şahsi bilgilerini onların rüyalarına girerek çalan bir ekip karşımıza çıkıyor.Rüyalara girmekten bahsetmişken öyle büyü falan yok.Bir takım uyuşturucular ve cihazlarla kişilerin rüyalarına girip oradan bilgi çalıp ya da fikir yerleştirmek üzerine işleniyor genel konu.Filmde benim dikkatimi çeken en önemli 1-2 unsurdan bahsetmem gerekirse.İlki hiç şüphesiz görsel efektler.İkincisi ise ekibin lideri Cobb'un ölen karısı rolünde Mal karakterini canlandıran Marion Cotillard'ın olduğu sahnelerde Edith Piaf şarkılarını duyuyor oluşumdur.Bu konu hakkında da bir bilgi vereyim;Marion Cotillard bu filmden önce Edith Piaf'ın hayatını konu alan 2007 yılı yapımı Kaldırım Serçesi filminde sanatçıyı canlandırmıştır.



7 numarada size tavsiye edebileceğim Star Gate Yıldız Geçidi ilk önce film olarak tanıtıldı ve sonraları dizi olarak izleyiciye sunuldu.Star Gate SG1-Star Gate Atlantis ve Star Gate Universe.Dizi oyuncularının da oynadığı aynı diziye bağlı kalarak oynadıkları filmler de mevcut.Bu konuda bana soracak olursanız dizi mi daha başarılı yoksa filmler mi sorusunun cevabı hiç düşünmeden ilk film hariç diziler derim...Kısaca genel konu ve işleyişten  bahsedecek olursam;Çok eski bir uzaylı ırkı dünyaya yuvarlak çember şeklinde bir cisim bırakmış,arkeolojik kazılar neticesinde antik mısır kalıntıları arasında bulunan bu cisim bir grup bilim insanının çalışmaları neticesinde sırrı çözülmüş ve kullanılmaya başlanmıştır. Geçidin genel çalışma prensibi dizi de şu şekilde anlatılmakta;çeşitli semboller barındıran geçit aslında bir telefon vazifesi görüyor. Günümüz telefonları gibi görüntülü konuşma yada mesajlaşma değil tabi ki,başlı başlı başına canlı yada cansız bir organizmayı yada cisimi  başka bir gezegene hatta ve hatta başka bir galaksiye ışınlama vazifesi görüyor.Sembollerden 7 tanesini çevirdiğinizde galaksimizde içinde yaşam bulunan bir gezegene geçit açılıyor ve saniyeler içinde kendinizi orada buluyorsunuz.Eğer galaksi değiştirmek isterseniz bu sefer 7'li li kombinasyon yerine 8'li kombinasyon kullanmanız gerekiyor.Eğer yeteri kadar enerji elde edebilirseniz ki burada gezegenin çekirdeğinden çekilebilecek büyüklükte bir enerjiden bahsediyorum.Bu sefer ise doğru 9 kombinasyonu kurduğunuz takdirde bu geçidi yapan ırkın özel gemisine ulaşma imkanınız oluyor ki işte bu da  Star Gate Universe dizisinin konusu...


Gene Roddenberry'nin bu ölümsüz eseri yayın hayatına 1966 yılında başladı.Ülkemizde ise 1972 yılında insanlar Atılgan-Kaptan Kirk-Mr.Spock-Dr.McCoy,Uhura ile tanışma imkanına erişti.Dizi tüm dünyada o kadar çok yankı uyandırdı ki çok geçmeden milyonlarca fana ulaştı.Sonraları filmler,farklı jenerasyonlar içeren birçok yapım peş peşe yapıldı.Fazlasıyla fantastik ve büyü içeren yapımların aksine Uzay Yolu koyu bir şekilde bilime bağlıdır. Doğaüstü olayların hepsinin Uzay Yolu evreninde bilimsel bir açıklaması mevcuttur.Yapım bir nevi insanoğlunun uzayı büküp ışıktan daha hızlı gidebilme teknolojisine ulaştıktan sonraki yaşantısını konu almakta.Yıldızgemisi Atılganın mürettebatının başından geçen olayları konu edinen yapım hemen her bölümünde biz izleyicilere farklı dünyalar ve farklı yaşam formları sunarak insanların hayal dünyasına bir tohum bırakmakta.Kim bilir kaç bilim insanı çocuk yaşlarda Uzay Yolu izleyip bilime atılma konusunda kendisine öncülük etmiştir.Siz de  atılganın bu serüvenine katılmak isterseniz aşağıda vereceğim link fazlasıyla yardımcı olacaktır.



Adından da anlaşılacağı üzere filmimiz mars konulu bir yapım.Andy Weir'ın aynı adlı romanında beyaz perde uyarlaması olan bu film aslında ileride birçoğumuzun tanık olacağı bir konuyu işliyor. Marsa yerleşmek ve koloni kurmak.Bundan 30 sene önce bilim-kurgunun bile hayal etmekte zorlandığı marsta koloni kurma düşüncesi bu film ile ne kadar yaklaştığımızın somut bir kanıtı niteliğinde.Film bize çok yakın bir gelecekte geçiyor (2035).Bir grup astronot ve bilim insanı marsta koloni kurmak için ön keşif görevini sürdürüyor iken bir kaza sonucu erken dönüş yapmak zorunda kalan ekip bir mürettebatı da istemeden orada bırakıyor. Marsta kalan Mark kendi hayatını sürdürebilmek için kendi deyimiyle tabiri caizse bilimin dibine vuruyor.Gerek gelecek konusunda gerekse mars konusunda bilim kurgu seven biri iseniz bu yapımı kaçırmayın derim.Ben henüz kitabını okuma fırsatı bulamadım ama ileride bir gün romanı da okursam size ayrıntılı bir şekilde açıklama zahmetinden kesinlikle kaçınmam.



Dünyanın belirli yerlerinde bilim insanlarının kurduğu devasa çanak antenler ile uzaydan gelen sinyalleri izlediğimizi biliyorsunuz yada duymuşsunuzdur.Hiç düşündünüz mü? acaba bu sinyaller bir anlam içeriyor mu yada dünya dışı bir varlık bizimle irtibata sinyaller yollayarak geçiyor mu? Bence o kadar çanak anten sadece uzaktaki galaksi,gezegen ve yıldızları incelemek için konmadı hatta ve hatta o kadar para yeni gezegenlerin keşfi için harcanmıyor.Bir takım sinyaller geliyor ve aralarında anlamlı olanları da bence var...İşte bu sinyallerden birinde bir anlam yakalayan Eleanor Arroway(Jodie FOSTER) çıkardığı sonucu tüm dünayaya açıklar ve bir anda tüm dünyanın gündemine oturur.Uzaylılar var mı? yok mu? varsa bizim için bir tehlike mi? Yoksa bizim için bir fırsat mı? sorusuna cevap arayan film listemin 4. sırasında yer alıyor.Konuyu manevi açıdan da ele alan film sadece bilim kurgu değil sinemanın gizem türünü sevenler içinde gayet başarılı.



Adını bilim-kurgu dünyasına altın harflerle yazdırmış olan Arthur C. Clarke(ah sör de demeliydim sanırım) Stanley Kubrick ile bu yapımın ardındaki kişidir.1968 yılı yapımı olan film döneminden 33 sene sonrasını bizden ise 17 sene öncesini anlatmakta.Filme göre Ayda üsler kurmuşuz dünya günümüzün bile ötesinde.Ayda çalışan bir grup bilim insanı bir cisimle karşılaşır bir monolit ile... Cismi inceleyenler yaşının 3000 yıllık olduğunu ve satürne kuvvetli bir sinyal yolladığını keşfederler.Yola çıkan discovery uzay aracı(bizim bildiğimiz mekik olanı değil bu daha kapsamlı ve daha gelişmiş) bize aslında çok da uzak olmayan bir çok teknolojiyi bize tanıtır.Yapay zeka-Kriyojenik uyku-yeni nesi uzay giysileri ve mekikleri vb.Ben eminim ki bir çok bilim insanına ilham kaynağı olan bu film bilim-kurgu türünün tartışmasız en etkili yapımlarındandır.Rivayet o ki filmin son sahnelerinden biri olan ışık hüzmelerinin olduğu sahne dönemin uyuşturucu bağımlıları için de cezbedici bir hal almış.Filmde o sahnede uyuşturucunun verdiği etki ile kendini daha da kaptıran müptezeller defalarca filme gitmişler.



Bugüne kadar Star Wars'dan sonra izlediğim film hiç kuşkusuz Yıldızlararası olur.Tam olarak kaç defa izlediğimi bilmiyorum ama 10dan fazla olduğunu söyleyebilirim.Film;tam bir yıl vermese de barındırdığı teknoloji ve tasarımla bizden çok da uzak olmayan yakın bir gelecekte geçtiğini size söyleyebilirim.Filmin konusu kısaca şu;Gezegenimizi bir küf yani bakteri sarıp sarmalamış ve tarım olarak sadece mısırı ekebiliyoruz(buğday-arpa-yulaf ve diğer tahılların nesli tükenmiş).Bu konuya çare arayan bilim insanlarının yardımına bir başka galaksiye açılan solucan deliği koşmuş.İşte bizim filmimizdeki  konumuz da tam bu delikten geçtikten sonraki olayları dünya ile koordineli bir şekilde ele alarak yoluna devam ediyor.Filmde bilimsel öğe gerçekten çok fazla,uzay-zaman sürekliliği,yer çekimi,kara delikler,izafiyet teorisi vb.Başından sonuna müthiş bir görsel efekt aynı zamanda müthiş bir müzikle bezeli Interstellar listemin 3. sırasındaki 2001:Uzay Macerası filmi ile bir çok ortak yöne sahip.2001:Uzay Macerasında sinyal satürne gidiyordu,Interstellarda ise solucan deliği satürnün yörüngesinde keşfediliyor.Bir başka ortak yön ise ikisinde de son can alıcı sahneler muazzam görsel efektlerle bezeli(2001'in sonundaki o ışık hüzmesi sahnesinin bir başka versiyonu da karadeliğe giriş sahnesinde mevcut)



Geldik zirvenin sonuna...Nasıl başlayacağım nelerden bahsetmeliyim bu benim için gerçekten çok zor.Star Wars benim için hayatımda anlamı çok önemli yere sahip bir yapım.Ne zaman canım sıkılsa yada hasta olup işe gidemesem nane-limon kaynatıp yatakta hep Star Wars izlemişimdir.George Lucas ilk film A New Hope'u yaratırken herhalde ileride bu kadar geniş hayran kitlesine sahip deliler gibi sevilen bir şaheser çıkacağından haberi yoktu.Günümüzde aklımıza gelen bütün o sıradışı uzay gemileri,araçlar,silahlar vs hepsini bence Star Wars'a borçluyuz(en azından ben borçluyum).İyi ile kötünün destansı mücadelesi mi desem o muhteşem uzay savaşları mı desem ya da küçükken hepimizin eline çubuğu alıp vizuvvv vizuvvv diye oynadığı ışın kılıcı dövüşleri mi desem? Sayısız karakterin ve uzaylı ırkının tanıtımı mı desem? uzar da uzar bu liste.Üstelik sadece film ile de sınırlı değil Star wars.Diziler-kiyaplar-oyunlar-kart oyunları-masaüstü oyunları vb.Filmde ışın kılıcı kullanıcılarının dini olan Jedi ve Sith ler günümüz hayranları tarafından o kadar ilgi çekici olmuş ki,dünyada dinini jedi yada sith yapan kişiler mevcut.Zaten ben ileride sizlere geniş bir şekilde Star Wars evrenin anlatacağım yazı dizisi hazırlıyorum ama burada da mutlaka değineceğim 1-2 husus var ki izleyici için çok açıklayıcı olacağını düşünüyorum.Bildiğiniz üzere şu anda toplamda 9 film mevcut bu filmlerin ilk 1977 sonuncusu ise 2017 yılına ait.Ben bu seriye nereden başlayacağım diye soruyorsanız işte cevabını size ayrıntılı film şekilde anlatayım; İlk film 1977 yılında çekilince ardından 2 film daha çekildi. 77'de çekilen filmin konusu sonraki çekilen 2 film ile tamamlanmış oldu ve 3 filmlik bir film serisi oldu.George Lucas 1999 yılında The Phantom Menace filmini çekti.Bu film 77'de çekilen filmden önceki olayları anlatmakta.The Phantom Menace dan sonra Lucas yine 2 film daha çekerek genel konuyu 77'de çektiği filme bağladı.Benim tavsiyemi soracak olursanız seriye 1999 yılında çekilen The Phantom Menace ile başlayın,hem görsel olarak sizi tatmin edici bir filmle seriye giriş yapmış olursunuz hemde serinin genel konusu hakkında daha derin bir bilgi edinmiş olursunuz.Dediğim gibi yazsam sayfalar dolusu yazarım ama onu da ileride size anlatacağım Star Wars yazı dizime saklıyorum.GÜÇ SİZİNLE OLSUN

10 BİLİM-KURGU YAPIMI LİSTESi

Sizlere bu sefer şimdiye dek izlediğim en iyi 10 bilim-kurgu filmi listemi yazacağım.Amacım sinema tarihindeki en iyi 10 bilim-kurgu filmini...